Ağıralioğlu'nun açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyle:
"PARTİLERDEN TEKLİFLER OLDU"
Ağıralioğlu, "Particilik tamamıyla tabiatında olan şey daha iyi Türkiye mümkün inanabilen, milletin umuduyla birleştiren ve siyasi mekanizmaya dönüştürünce başarılı oluyor. Bazıları sözü bazıları lideri, bazıları hem sözü hem lideri yakın buluyor. Sözün zamanında ruhunu yakalayabilme kabiliyeti. Siyaset memleket nöbeti gibi vazife alanıdır. Münakaşa edilir, polemik de olur. Biz daha iyisi mümkün olabilir diye inanan arkadaşlarla kurduk. 161'inci parti olarak 161 arkadaşıyla kurulduk. Bu tamamıyla denk geldi." ifadelerini kullandı.
"TÜRKİYE'DE SİYASET İLKESİZLEŞTİ"
Ayrıca Ağıralioğlu, "Çeşitli davetler oldu. İstişare edenler, davet edenler oldu. Siyasetin muhasebesini şöyle yaptım. Hayatım boyunca sözümü milletin bulabileceği yerlerde durarak söyledim. Partiler içindeki tercihler çok aşındı. İtiraz edenler itiraz ettiklerinin yanına geçti. Bu siyaseti ilkesizleştirildi. AK Parti'nin 22 yıllık iktidarı Türk siyasetinin daha önce tecrübe ettiği bir şey değil. Söylediğiniz her şeyin tam tersini söylemek zorunda kalıyorsunuz bu süreçte. Siyasette sözü, tavrı, beraberlikleri aşındırıyor. İnsanlar 'Bu da yarın oraya gider, o da yarın buraya gelir' diye düşünüyor. Bu ilkesizlik alanı siyasetin itibarına da halel getirdi. 22 yıllık iktidar Türkiye gibi parçalı siyasi yapısı olan memleketlerde siyaseti ilkesizleştiriyor." dedi.
"BİZ İTİRAZ EDENLERDENİZ"
Siyaseti meslek gibi yapmadığının altını çizen Ağıralioğlu, "Bu benim borcum. Memleketim için iyi olduğunu düşündüğüm daha iyi yarınlar adına yapabileceğimiz şeyler var. Siyasete yeniden can suyu verilecekse. Siyaset bu kadar fakirliğe sebep olmuşsa, buna ram olmak siyasetçiye itibarı da kaybettirir. Tayyip Bey, 2002'de Refah Partisi geleneğinden devam etseydi, bu bulduğunu bulamayabilirdi. İtiraz geliştirdi. Türkiye'de bürokrasisine itiraz etti, seçkinciliğe, israfa itiraz etti. Biz itiraz edenleriz. Mevcut siyasi yapılarda yapılana razı değiliz biz. Bu kadar büyük zenginliği olan memleketten hissemize düşene razı değiliz. Muhalefeti, iktidarı muhasebe ettik. Bugün parti mecburiyeti şöyle doğdu; elinde her programını tatbik etmek için, istediği kuvvetle ve kudreti olan partinin yapamadıklarıyla, umut olup da iktidar olamayanlar arasında sıkışıklık var." ifadelerini kullandı.
"SİYASİ BÜNYE YAŞLANDI"
Partilerin de ihtiyarlayabileceğini söyleyen Ağıralioğlu, "Siyasi bünyenin yaşlandığını toplumla beraber fark ettim. Partiyi milletin kalbine kurmak lazımdır. Böyle hassasiyetimiz vardır. Bu lafı Tayyip Bey de söylemişti. Partiyi fiziken kurmak çok kolaydır. Şartlar milletin bir partiye ihtiyaç duyduğunu fark edilebilir hale gelince kurmak lazım. Ben kuruluşta onu gördüm. 1 yıl boyunca gezdik. Geldiler, dinledik. Partiyi fiziken kurmak yerine millet ne olmasını istiyor, neyin olabileciğine inanıyor, buna bakıyoruz. İnsanlar haklı olarak her yeni başlayanda olan hayal kırıklığından 'yeniden başlamasak mı' düşüncesine girdiler. İstişare ettik biz. 28 Ekim'e tekabül eden kuruluş gününe gelen coşku, kulvarımızın önünü açtı. İnsanlar her yerden doğal geldi. Yani partiyi millet kuruyor tanımlasına uygun coşkunun eşiğindeyiz biz." dedi.
"BİZİM KIRMIZI ÇİZGİLERİMİZ VAR"
Siyaseti doktorluk mevkiine çekeceklerinin altını çizen Ağıralioğlu, "Yani kendisine muayeneye gittiğimiz hiçbir doktora 'Kartal İmam Hatip mezunu musun, ülkü ocaklarına uğradın mı, Gece namazı kılıyor musun?' diye sormuyoruz. Biz doktorun arkasında namaz kılmaya gitmiyoruz ki, tedavi olmaya gidiyoruz. Siyaseti tabiatına uygun yere çekmek zorundayız. Kırmızı çizgilerimizle belirlediğimiz alan var. Ayyıldızlı bayrağın altında, kendini bu milletten hisseden, hak yemektense başına gelecek her türlü belaya kadar idealizmi olan, kalbi bu topraklara ait olan, haram helal hassasiyeti olabilen aidiyet alanı içerisindedir. Hiç kimse yerinden memnuniyetle bahsetmiyor artık. Artık coşkuyla bahsedebilecek bir millete mensup olmaktan bahsediyor istanlar. İnsanlar memleketi güçlü olsun, güçlü bir ülkede yaşamak istiyor. Hukuk, adaleti yüksek standartlarda yaşamak istiyor." ifadelerini kullandı.
"BU MİLLETE AİDİYET DUYAN HERKES"
Enflasyonun artık insanları aynı oranda vurduğunun altını çizen Ağıralioğlu, "Sokakların güvenliği aynı oranda vuruyor. Çocuklarımızın mutsuzluğu hepimizi kahrediyor. Bu alan siyasal iklimin değişimine dair hissiyat doğurdu. Eskiden kendi kompartımanlarımızda konuşurduk biz. Şimdi ben diyorum Alevi duyuyor. Solcu diyor ben duyuyorum. Gelenlere inanamazsınız. Bunu dip dalgası olarak görüyorum. Biz değerleri olan insanlarız. Ben milliyetçi mukaddesatçı camianın içinde büyüdüm. Müslümanlığımı Allah'a bir borç olarak görüyorum. Siyasette bizim huzursuzluğumuza sebep olan şey taassubu dayatmaktan huzursuzluk oluyor. Sen neye inanıyorsan inan, senin inandığına ben niçin inanmak zorundayım. Kimlikli siyaset ama kimlik siyaseti yok. Şahsiyet siyaseti ama değerler üzerinden siyaset yok. Bunları 22 yıllık iktidardan öğrendik. Dindarlık, milliyetçilik, mukaddes kavramlar bilek kullanışında kullanılan kavramlar haline geldi, zarar gördü. Milliyetçiliğimiz ve dindarlığımız 22 yılda zarar gördük." dedi.
"MERKEZİNDE MİLLET OLAN BİR SİYASET"
Ağıralioğlu, "Millet merkezli siyaset. Sağın, solun tasfiyesine gidecek değiliz. Namuslular ve namussuzlar. Hukuku milletin hakkını korumak için taşımak. Millet için yaşayanlar ile milletin imkanlarını kendi için kullananlar arasında. Artık memlekette yeni kimlik tartışması, mezhep, meşrep,ekaliyet tartışmasına ihtiyacımız yok. Biz Türk milletiyiz. Siyaset 'bilmiyorum' demeyi öğrenecek. 'Herşeyi ben biliyorum asabiyesinden kurtulması' lazım. Bilmediğini bilene soracak. Ahlaklığı, dindarlığı önemseyelim, mesuliyetli milliyetçiliği önemseyelim. Ben milletin böyle olduğunu gördüm. Herşeyin hesabını vermek zorunda bir mekanizma kurmak zorundayız. Toplum artık değerler üzerinden siyaset istemiyor. Değerlerden vazgeçmeyelim. Dindarları ahlaklı toplum, milliyetçileri çalışkan toplum ülkeler güçlüdür. Sosyal demokratları yerli, milli toplumlar güçlüdür. Biz ortalama insan kalitemizi çok düşürdük. Bu millete derviş, dindar ahlakıyla lazımdır. Çalışkan milliyetçi lazımdır. Dindarlık kabahatlerimizi kapatan şal gibi oldu." dedi.
"EZAN RÜŞVET YERSENİZ DİNER"
Milliyetçilerimizin şunu bilmesi lazım; bayrak inmez. Bayrağın rüzgarı güçlü ekonomidir. Ezan dinmez. Ezan rüşvet yerseniz diner. Hazine'yi talan ederseniz, ihaleye fesat karıştırırsanız diner. Hoparlörü kapatınca dinmez. Partinizin bir cümlelik programı olsa şunu yazarız; herşeyi tabiatına uygun haline getireceğiz. Milletimi bildiğim yerde bulmasını istedim. Ben milletimi bildiğim yerde buldum. Milletimi itirazlı buldum. Şatafata itirazlı buldum. Dindarlığın ahlaksızlığından, milliyetçilerin tembelliğinden ötürü kızgın buldum.
"SİYASET BİR NÖBET YERİDİR"
Şu anda devletimizin, milletimizin sorunları var. Çözemezsek devlet ve millet sorunlarımız var. Doğru soruların muhataplarımızdan aldığımız cevaplarla doğru yere taşımak zorundayız. Biz bir memleket geleceğiyiz. Siyaseti nöbet yeri gibi görüyoruz. Siyaseti iktidarla kavga etme alanı gibi görmüyoruz. Nöbet yerine yürüyoruz biz.
"ANAHTAR İSMİ NEREDEN ÇIKTI?"
Kilit sorunlara anahtar gibi çözüm bulalım dedik. Fikir benden çıktı. Anahtar memleketin sorunlarını çözebilecek anahtar. Memleketin sorunlarını çözebilecek evlatları var. Ampule akşamları değiyoruz, anahtara gün içinde çok değiyoruz. Günlük hayat içinde herkesin elinde anahtar var. Evimize anahtarla giriyoruz, arabayı anahtarla açıyoruz. Anahtar ezoterik ve mesuliyet ihbar eden bir şey. Anahtar sorunları açabilir, çözebilir. Kimse isimden, amblemden dürtülmesin istedik. Hafızada birilerini huzursuz edecek bir tedai olmasın istedik. Makul geldi arkadaşlarımız. Ben önce A Parti dedim. Gelenekçelerimiz, yaşlılarımız bize 'Anahtar Parti' derler. Çocuklarımız ve yeni nesil için 'A Parti' olsun dedim. A'nın tedai ettirdiği şey güzeldir dedim. Alparslan'la Anadolu'ya girmektir dedim. Ahlak, adalet, azim, akılla yükselişimizi de resmeder dedim. Atatürk'le bu topraklarda ebedi kalışımızı mühürlememizi resmeder dedim.
"ÜLKEMİZ ZORDADIR"
Biz milletimize borçluyuz. Liyakatli şöhretsizler diye hassasiyet taşıyoruz. Allah'a hamdolsun ki memleketin bilebilen, bildikleri yapabilen güçlü yarınlar inşa edebilecek evlatları var. Bulduklarımızı bulamayanlara borcumuz var diyorum. Aziz milletimin imkan, para, eğitim bulan evlatları. Nimet bulabilen evlatları, kendilerinin bulduğunu bulamayanlara borçtadırlar. Üretici, çiftçi, çocukların hayalleri zordadır. Parası olan para, aklı olan akıl, zamanı olan zamanını bu millete verecek, dedim. Bu dediklerime öyle mukabeleler gördüm ki. Hiçbir tereddütümüz yoktur. Milletin zengin evlatları da var. Bize destek çok fazla.
"SANCAK SALLAMAK İSTİYORUM"
Normal zamanda seçime 3 yıl var. Şimdi duyurmamız lazım. Ben bir sancak sallamak istiyorum. Milletimizin bizi görebileceği, duyabileceği yerden sancak sallamak. Cumhuriyetin kurmay kadrosu gibi. Her biri birbirine ikame edilebilir. Kim önde olsun derdine düşmemiş bir erdemliler topluluğu olsun istiyorum. Biz doğu toplumuyuz, liderliği seviyoruz. Onu önemsememiz lazım. Tayyip Bey'in partisinden bile bağımsız olarak tekabül ettiği şey budur.
"LEZZETLİ SİYASET YAPACAĞIZ"
Teşkilatlanmayı hızlı şekilde bitireceğiz. 81 vilayet ve ilçeleri tamamlayacağız. Niyetimiz yaz başına büyük kurultayımızı yapmak. Hiçbir zorluğumuz yok. Biraz daha istişareleri sağlıklı yaparak gitmek isteriz. Yazın başında buraya kurultay davetiyle geleceğim inşallah. Bu arada memlekette kilit sorunlar var, çözüm paradigmasıyla çıkmak. İktidara yol gösterici muhalefet olmak. İktidarla yaka paça olarak değil doğrusunun ne olduğunu söyleyerek yürüyeceğiz. Siyaseti hasımlıkla değil de memleket geleceği konsantrasyonuyla yapacağız. Lezzetli bir siyaset yapacağız.
AHMAK DAVASI
Hukuk bu tür meselelerde son dönem çok aşındı. Tayyip Bey şiir okudu diye zindana girmiş liderdir. Tayyip Bey'e 22 yıllık tölerans tanındı. 2023 diye ortaya Tayyip Bey'in ortaya koyduğu bütün hedefler ulaşılabilir hedefler. Şimdi bunlara ulaşılamamasının muhasebesini muhalefete ciro edilerek kurtaramaz iktidar. Bu kadar büyük umuttan milletin hissesine düşen fakirlik Tayyip Bey'in razı olmayacağı tablodur. Memleketin sorunlarını doğru görmek zorundayız. Gerçekten beka sorunumuz şimdi başlıyor. 8,5 milyon madde bağımlısı var. Sanal bahis diye bir şey var. Millet evlatlarının elinde rehin kalıyor. Çocuklarımız hayal kuramıyorlar. Tarım, hayvancılıkta ciddi sorunlarımız var. Siyaset adam gibi topladığının, dağıttığının, harcadığının hesabını verecek. Siyaset iktidarını korumak için adaleti bozuyor. Eğitimi kendi inancı diye düşündüğü perspektifi oturtmak için bu hale getiriyor.
"BU MEMLEKETİ AYAĞA KALDIRMAK MÜMKÜN"
Biz oy parantezine sıkışmayız. 26 milyon genci var. 18 milyon ortaöğretim, 8 milyon üniversitede. Tarım, hayvancılığı yapabilir, madenciliği var. Her mevsim herşeyi yetiştirebilecek bir ülke. Bu memleketin böyle olması kader değildir. Bu memleketi ayağa kaldırmak mümkündür. Siyasi münakaşaya kurban gitmeyiz.
Gönder