Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi ile ortak basın toplantısında konuştu. Bakan Fidan Suriye'de yaşananlara ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Bakan Fidan'dan sonra söz alan Arakçi de ABD ve İsrail'i suçladı.
Astana sürecinin yakın zamanda hayata geçirileceğini ifade eden Bakan Fidan, "Son gelişmeler, Şam'ın kendi halkıyla ve meşru muhalefetle uzlaşı sağlaması gerektiğini bir kez daha gösteriyor. Suriye'deki olayları herhangi bir dış müdahaleyle açıklamaya çalışmak bu aşamada yanlış olacaktır" açıklamasını yaptı.
Fidan şu ifadeleri kullandı;
Değerli dostum, meslektaşım Sayın Abbas Erakçı'yı ağırlamaktan duyduğum memnuniyeti ifade ederek sözlerime başlamak istiyorum. Bildiğiniz gibi kendisi geçtiğimiz Ekim ayında 3+3 toplantıları için İstanbul'a da gelmişti. Orada kendisiyle ikili münasebetlerimiz ve bölge konuları üzerinde uzun değerlendirmelerimiz olmuştu. Daha sonra çeşitli uluslararası platformlarda da kendisiyle bir araya gelme imkanımız buldu. Bugün sağ olsunlar bölgedeki olağanüstü gelişmeler vesilesiyle kendisi ülkemizi ziyaret ediyor. Bugün kendisiyle önemli bir değerlendirme toplantısında bulunduk. Suriye ve bölgedeki gelişmeleri hem ikili ilişkilerimize ilişkin konuları gözden geçirdik.
İran'la olan ikili ilişkilerimizi her alanda geliştirmek için yoğun bir çaba içerisindeyiz. İlişkilerimizin kurumsal yapısını kuvvetlendirmemizi sağlayacak yeni mekanizmalar ve anlaşmalar üzerinde çalışıyoruz. Özellikle sınır illerimizi kapsayan bölgeyi bir ticaret havzasına dönüştürme konusunda da kararlıyız. Bunun için öncelikli olarak sınır kapılarını ve ulaştırma hatlarını iyileştirmemiz gerekiyor. Bu amaçla gerekli altyapı girişimlerini bir an önce başlatmamız gerekiyor.
HALKLARIMIZIN REFAHINA KATKI SAĞLAMAK İSTİYORUZ
Ülkelerimiz arasındaki ticareti artırmak ve halklarımızın refahına katkı sağlamak istiyoruz. Bölgemizin kalkınma potansiyelini hayata geçirmek istiyoruz. Bunu başarabilmemiz için gerekli koşullardan biri de malumunuz terörün yok edilmesi. Türkiye ve İran, teröre karşı ortak iş birliği içinde olmaya devam edecekler. Bu ortak düşmana karşı ortak bir mücadeleyi her zaman sergilememiz gerekiyor. Hem PKK'ya hem de PKK'nın uzantıları olan YPG ve PJAK'a karşı net ve kararlı bir politika izlememiz gerekiyor. Bu örgütlerin bölgemizden tamamiyle tasfiye edilmesi hususunda Türkiye ve İran arasında bir görüş birliği var. Bu mutabakatı sahada ortak bir mücadeleye dönüştürme konusunda daha fazla zaman kaybetmek istemiyoruz. Astana süreci kapsamında önemli çalışmalar yürüttüğümüz İran'la koordinasyonumuzu önümüzdeki dönemde de sürdüreceğiz.
Son gelişmeler, Şam'ın kendi halkıyla ve meşru muhalefetle uzlaşı sağlaması gerektiğini bir kez daha gösteriyor. Suriye'deki olayları herhangi bir dış müdahaleyle açıklamaya çalışmak bu aşamada yanlış olacaktır.
Suriye'deki gelişmeleri yakından takip ediyoruz. Teröristlerin bölgede istikrarsızlıktan istifade etmesine izin vermeyiz.
ASTANA SÜRECİNİ TEKRAR HAYATA GEÇİRECEĞİZ
Kurumlarımız yoğun bir eş güdüm ile hareket ediyor. Olası sorunlara ilşkin gerekli tedbirleri alıyoruz. Sorunlar 13 yıldır var, Esed rejimi siyasi çözüme yanaşmadı. Taraflar hem muhalefet hem de rejim 3 ülkenin ortaya koyduğu tavrı takip ettiler. İran ve Rus makamlarıyla bu süreçte gerekli iletişimi her zaman sağladık. Cumhurbaşkanımız bu sorunun diyalog ile çözülmesi için gerekli girişimi başlattı. Nüfusun yarısının yerinden edilmesi, terörle ilgili konular meseleyi daha yönetilmesi zor bir hale getirdi. Çözüme yönelik arayış eksiklikleri sorunları bu noktaya kadar getirdi. Türkiye ve İran'ın Suriye meselesindeki görüşlerini samimi şekilde ortaya koyması Suriye için hayati bir konudur. Yakın zamanda Astana sürecini tekrar hayata geçireceğiz.
Son 48 saatte Suriye ile ilgili mevkidaşlarımızla görüşmelerimizi sağladık. Bölgesel ve uluslararası aktörleri bir arada tutmak çok önemli. Geçmişteki acı olaylara baktığımızda görmek istemediğimiz durumlar var. İç savaşın devam etmesini, şehirlerin bombalarla yıkılmasını, insanların yerlerinden edilmesini istemiyoruz. İnsanların tekrar evlerine dönmesini, mülteci akımının tersine dönmesi önemli. Terör örgütlerinin tekrar fırsat kazanmaması önemli. Rejim ile diyalog kanallarının açılması da önem arz ediyor.
İRANLI BAKANIN AÇIKLAMALARI
Suriye’deki terör gruplarının ABD ve İsrail’le ilişkileri var. Bu gruplar Suriye’de güvensizlik yaratıyor.
FİKİR BİRLİĞİ SAĞLADIK
Siyonizm rejiminin, bu gerilimin çıkmasındaki rolünü göz ardı etmek büyük hata olur. Astana sürecinin kazanımlarının korunması konusunda fikir birliği sağladık.
Suriye’deki güvensizlik Suriye halkına ve ekonomisine darbe olacaktır. Suriye terör örgütlerinin merkezi olmamalı. Tekfirci ve tekfirci olmayan terör örgütlerinin merkezi olmaması gerekiyor.
Komşu ülkeler olarak etkili ve hızlı girişimlerde bulunup, Suriye'de güvenlik ve istikrarın zedelenmesini engellememiz gerekiyor. Bundan önce olduğu gibi bugün de İran olarak Suriye halkına, ordusuna ve hükümetine kesin desteğimizi sunuyoruz.
Gönder