Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şu şekilde;
'AMAN ALİ RIZA BEY TADIMIZ KAÇMASIN KIVAMINDA SİYASETÇİLİK YAPIYORLAR'
Sandıkta birinci çıkmak önemlidir ama aslolan milletin gönlüne girebilmektir.
Bizim öyle bir muhalefetimiz var ki bırakın çözümün parçası olmayı sorunun katlanarak büyümesi için elinden geleni ardına koymamaktadır. Anayasaya dahil önerileri var mı? Yok. "Aman Ali Rıza Bey ağzımızın tadı kaçmasın" kıvamında siyasetçilik yapıyorlar. Muhalefet demek her şeye karşı çıkmak mıdır? Muhalefet samimi çağrılarımıza kulak tıkasa da siviller eliyle yapılmış demokratik, özgürlükçü bir anayasaya ihtiyacımız var. Yeni anayasa Türkiye için lüks değildir. Çok geç kalmış bir ihtiyaçtır.
Meclisimizdeki partilerin çoğunun ilk 4 madde başta olmak üzere pekçok hususta hemfikir olduğunu memnuniyetle görüyoruz. İnşallah böylece evlatlarımıza daha özgür, daha müreffeh ve güçlü bir ülke bırakma ümidimize biraz daha yaklaşmış olacağız.
Muğla'nın iş dünyasıyla sivil toplumuyla, kanaat önderleriyle bizim yanımızda olması çok ama çok önemlidir.
'YEREL YÖNETİMLER TARAFINDAN SABOTAJA VARAN BİR DUYARSIZLIK GÖRÜYORUZ'
Her yıl Muğla ve Bodrum yaklaşık 1,5 milyon misafir ağırlıyor. Ülkemizin turizmdeki hedefleri büyüdükçe buralara gelen yerli ve yabancı ziyaretçi sayısı da doğal olarak artıyor. Hedefimiz 60 milyon ziyaretçi. Biz bir taraftan turizmde gaza basarken yerel yönetimler tarafından sabotaja varan bir duyarsızlık görüyoruz.
Turizmden ekonomik olarak ciddi gelir elde ediyorlar ama iş altyapı ve üstyapı yatırımlarına gelince hiçbir adım atmıyorlar. Örneğin başta Bodrum olmak üzere Muğla'nın birçok ilçesinde bunu sizler yaşıyorsunuz.
Görevi içme suyunu çözmek olanlar sorunu görmezden, duymazdan geliyorlar. İstanbul gibi bir şehrin belediye başkanlığını yapmış bir kardeşiniz olarak çöp, çamur, susuzluk yaşayan bir İstanbul devralmıştık. Orada bütün bu sorunları 1 yıl içerisinde sildik süpürdük. Şimdi aynı durum maalesef Muğla'da var. İzmir Körfezi için de aynı şeyler geçerli. Orada da İzmir'e hizmet etmemeyi hayat tarzı üzerinden meşrulaştırmaya çalışan garip bir zihniyet var.
İDEOLOJİK BELEDİYECİLİK YAPARAK BECERİKSİZLİKLERİNİ ÖRTMEYE ÇALIŞIYORLAR'
İdeolojik belediyecilik yaparak beceriksizliklerini örtmeye çalışıyorlar. Biz ise dertlere deva olmanın peşindeyiz. Su sorunu çözmek DSİ'nin görevi değildir. Büyükşehirlerde büyükşehir belediyelerinin görevidir. İstanbul'u susuzluktan aldık ve kısa bir zaman içerisinde de İstanbul'un su sorununu çözdük. Şimdi CHP'nin büyükşehir belediyelerine bakın. Acaba bu sorunlu çözüyorlar mı, böyle bir dertleri var mı?
Van'da Veysel Bey başkan olduğu zaman baktık ki su sorunu çözülmüyor o zaman Veysel Bey'e dedim ki burada yaşayanlar bizim insanlarımız yatırımını yap ve Van'ın su sorununu DSİ ile çözelim. O zamanlarda Van'ın su sorunlarını Devlet Su işleri ile çözdük.
Gönder