Gazeteci Baki Koşar'ı günlerdir gören olmamıştı. İş yerine de gitmeyen Koşar’ın iki cep telefonu da kapalıydı. Tarih, 24 Şubat 2006; sabah 10 sularıydı. O dönem Alo 155, ‘Polis İmdat’ olarak geçiyordu. Polis imdat servisini arayan bir vatandaş Şişli Pangaltı’da bulunan bir evde kötü kokular geldiğini söyledi. İhbar edilen adres günlerdir haber alınamayan gazeteci Baki Koşar’ın eviydi.
TÜYLER ÜRPERTEN OLAY
Şişli İlçe Emniyet Müdürlüğü'ne bağlı ekipler, adrese gittiklerinde dayanılması güç bir kokuyla karşılaştı. Kapının zili polisler tarafından uzun uzun çalındı fakat yanıt gelmedi. Çilingir çağrıldı, kapı açtırıldı. Polis ekipleri, eve girdiklerinde, tüyler ürpertici bir manzarayla karşılaştı. Baki Coşar, salonun ortasında kanlar içinde yatıyordu ve çıplak cesedi çürümeye başlamıştı. Kısa süre sonra Olay Yeri İnceleme ve Cinayet Büro Ekipleri cinayetin işlendiği eve ulaştı.
“KATİLİYLE KAHVE İÇMİŞ”
Görevlendirilen Cinayet uzmanları Fuat Karabulut ve Sami Avcı’ydı. İki deneyimli dedektif olay yerinde çalışma yapmaya başladı. Her olay yerinde bir çember oluşturduklarını belirten Karabulut “Maktulü incelediğimizde kesici aletle yani bıçakla defalarca bıçaklandığını gördük. Ceset çürümeye yüz tutmuş. Ama olay yerinde deliller bozulmasın diye dokunmayız. Bizim işimiz olay yeri incelemesinin ardından başlar. Eve baktığımızda kapıda bir zorlamanın olmadığını gördük. Pencereleri inceledik. Şüpheli bir durum yoktu. Çünkü ekip arkadaşlarımız buraya geldiğinde kapı kapalıydı. Kapıda bir zorlama yoktu. Bu da maktulün katili tanıdığını gösteriyordu. Çünkü bu evde yemek yenilmiş. Kahve içilmiş. Bir sohbet ortamı geçtiği görülüyordu.”
“İLK KEZ BİLGİSAYAR KASASINI ALDIK”
Tüm olaylarda ilçe ekiplerinin de kendi yöntemlerine göre çalıştığını söyleyen Karabulut, “Olay yeri ekipleri çalışmasını bitirdi. Ceset Adli Tıp Kurumu’na gönderildi. Maktulün iki cep telefonu ortada yoktu. Bu da telefonun katil zanlısı tarafından alınmış olabileceğini gösteriyordu. Biz, cep telefonu kullanılırsa onun takibini de yapacaktık artık. Ancak evde incelemeler yaparken, bilgisayarı dikkatimizi çekti. O dönemde bizim şubede küçük bir odada bilişim büro diye bir polis ve bir komiserden oluşan birim oluşmuştu. İnternet hayatımıza girmişti ve daha yeni tanışıyorduk biz. Maktulün bilgisayarında bir şeyler buluruz diye bilgisayarını aldık. Biz bir olayda ilk kez bilgisayar alıyorduk.”
PARMAK İZİ ÇIKTI
Bilgisayarı yeni kurulan bilişim büroya teslim edip, Koşar’ın cep telefonu kayıtlarına baktığını anlatan Karabulut “Biz maktulün bağlantılı olduğu kişileri ve arkadaşlarına kadar tüm isimleri tek tek çıkartıp mercek altına aldık. Bir gün sonra olay yeri incelemede bir gelişme yaşandı. Maktulün evinde çıkan parmak izi hırsızlıktan sabıka kaydı olan Serhat S. adlı birine ait çıktı. Allah dedik olay çözüldü. Her ekip için olayın kısa sürede çözülmesi bir artıdır. Biz hemen bu Serhat S.’yi gözaltına almadık. Kimdir ne zaman gelmişti? Ne zaman evden çıktı? Biz tüm olaylarda ismi belirlesek bile onunla ilgili ön bilgileri alırız. Elimiz iyice güçlenir ve sonra operasyon yaparız.”
PARMAK İZİ ÇIKAN KİŞİ KATİL DİYE TUTUKLANDI
Olay yerinde kıl ve kan gibi birçok bulgu Adlı Tıp Kurumu'nda incelemedeydi. Gerçekten katil hırsızlıktan sabıkalı kişi miydi? Karabulut ve ekibi bilgisayarın da incelemesini beklemeye karar verdiler. Bu arada şöyle bir gelişme yaşandı. Şişli İlçe ekipleri parmak izi çıkan Serhat S.’yi katil zanlısı diye gözaltına aldı. Serhat S. verdiği ifadesinde, Baki Koşar’la sohbet odalarında chat yaparak tanıştığını ve evine de gittiğini kabul etti ancak cinayeti işlemediğini söyledi. Karabulut “İlçe ekiplerinin bu yaptığı işe karışmadık. Gözaltına aldıkları bu kişiyi katil zanlısı diye tutuklattılar. Ama olayda garip bir durum vardı. Ve biz o garip durumları çözmeye çalışıyorduk”
BİLGİSAYARINDA ORTAYA ÇIKAN İZLER
Herkes cinayetin çözüldüğünü düşünürken, güvenlik güçleri bir başka yerde, farklı bir çalışma yapıyordu. Bu farklı yerde Asayiş Şube Cinayet Büro Amirliği ekipleri interaktif çalışmalar yürütüyordu. Ekipler, Koşar'ın öldürülmesini önemli bir cinayet olarak görüyordu. Koşar’ın bilgisayarı inceleniyordu. İncelemede çok önemli ipuçları ortaya çıkmaya başlamıştı.
Emekli polis memuru Fuat Karabulut
Emekli polis memuru Fuat Karabulut
CHAT KAYITLARI ÇIKTI
Bilgisayarda Koşar'ın en son 18 Şubat 2006'da 3 ayrı kişiyle chat yaptığı ortaya çıktı. Araştırmanın sonucunda, Koşar 'in 18 Şubat 2006'da ilk kez "serhat _" rumuzlu kişiyle sohbet ettiği saptandı. Karabulut “Bu sohbetteki kişi o tutuklanan kişiydi. Sohbet etmişler ve maktul bunu evine çağırmış. Bu kişi, eve gidip çıktıktan sonra maktul başka biriyle sohbet etmiş ve onu da eve çağırdığını gördük.”
KATİLİN NİKİ ‘DELİMAVİ’
Cesedi 24 Şubat’a bulunan Baki Koşar'ın, 18 Şubat günü öldürüldüğü ortaya çıktı. Koşar’ın ortaya çıkan sohbetlerinden şüpheli bir rumuz dikkat çekti. Koşar sohbet odasında ‘Berkay’ ismini kullanarak chat yapmıştı. İkinci sohbet ettiği kişinin rumuzu ‘delimavi’ydi. Ve bu kişi sohbette kendi isminin ‘İlhan’ olduğunu söylemişti. Koşar'ın, en son sohbet ettiği kişi ise ‘Candan’ diye bir kadındı ve ona Bağcılar’da plasiyerlik yapan birinin bu akşam saat 20.30’da eve geleceğini söylemişti. Karabulut “Bu bizi harekete geçirdi. Delimavi rumuzlu kişi bizim radarımıza girdi. Eğer delimavi adlı kişi Bağcılar’dan gelen plasiyer ise tutuklanan Serhat adlı kişi de masum olacaktı. Çünkü katil plasiyer çıkacak.”
İNTERNET ÜZERİNDEN AMANSIZ TAKİP
Geriye tek bir şey kalmıştı. Delimavi yani ‘İlhan’ Bağcılar’dan gelen plasiyer miydi? Bu nasıl deşifre edilecekti? İlk kez bir cinayet soruşturmasında bilgisayar incelemesi yapıldığını anlatan Karabulut “Dediğim gibi biz sokak polisliği yapıyorduk. İnternet ile soruşturmada yeni tanışıyorduk. Biz bu delimaviyi nasıl tespit edeceğiz derken, arkadaşımız, maktulün delimavi ile tanıştığı sohbet odasına ‘kuşum’ nickiyle girdi. Bizim tahminlerimize göre, bu kişi genellikle sohbet odalarına gasp amaçlı giriyordu. Yani sohbet odasından tanıştığı kişilerle buluşup, para ya da cep telefonunu almak için gasp ediyordu. Eğer öyle bir yöntemi varsa bu tekrar girecekti sohbet odasına. Çünkü kendine kurban arıyordu. Ve internet üzerinden amansız takip başladı”
Emekli polis memuru Fuat Karabulut
Emekli polis memuru Fuat Karabulut
POLİS GAY KILIĞINA GİRDİ
Aradan bir hafta geçmesine rağmen delimavi ortalıklarda yoktu. Polisin umutlarının azaldığı bir günde ‘delimavi ‘rumuzlu kişi aniden sohbet odasında belirdi. O anı Karabulut şöyle anlattı “Acaba aradığımız kişi bu muydu? Arkadaşımız Savaş ona yazdı hemen cevap vermedi. Birkaç denemeden sonra bu cevap verdi. Arkadaşımız kendini gay olarak tanıttı. Kısa bir sohbet oldu ve bu yarın tekrar geleceğini söyleyerek çıktı. Daha sohbet ilerleyememişti. Arkadaşımız yarını beklerken biz kayıp telefonlara ve Adlı Tıp Kurumu'ndan gelecek diğer delillere bakıyorduk”
"TUZAĞIMIZA DÜŞTÜ”
Ve bir gün sonra polis, anlaştıkları saatte şüpheliyle sohbet odasında buluştu. Bu kez sohbet uzun sürüyordu. Polis şüpheliye İstanbul'da oturduğunu anlatıyor, "delimavi" ise Aydın Söke'de bulunduğunu ve adının da "İlhan" olduğunu söylüyordu. Karabulut “Sohbet eden kişinin bilgileri Koşar’la sohbet eden kişinin bilgileriyle uyuşuyordu artık. Bizim için baş şüphelimiz buydu. Şüpheli, gay rolündeki arkadaşımıza ‘Bir arkadaşımla İstanbul’a geleceğim’ dedi. ‘Tabi beklerim’ diye cevap verdik. Sonra ‘İsterseniz bende gelebilirim oraya durumum iyi hava da almış olurum ’ dedi arkadaşımız. Bu tuzağımıza düştü.”
TELEFON ORTAYA ÇIKIYOR
Bu ayrıntılar yaşanırken, Koşar'ın cep telefonu sinyal verdi. Cep telefonunun Aydın Söke'de olduğu belirlendi. Ardından, cep telefonu önce Kuşadası'nda, sonra da Muğla'nın Milas ilçesinde sinyaller vermeye başladı. Karabulut “Biri Koşar’ın cep telefonuna kendi kartını koymuştu. Baktık hemen bu da S.B. adlı biriydi. Bu kişiyi incelediğimizde taşların yerine oturduğunu görüyorduk. S.B. Bağcılar’da bir şirkette plasiyerlik yapıyordu. Yani aradığımız ‘delimavi’ S.B.’ydi.”
"KAPIYI AÇ CANIM BEN GELDİM"
Bağcılar’daki işyerini mercek altına alan polis, S.B.'nin iş arkadaşı E.A'yla birlikte satış yapmak için Söke, Kuşadası ve Milas'a gittiğini belirledi. Artık polise göre katil zanlısı S.B.'nin kaldığı otel tespit edildi. Fuat Karabulut ve Sami Avcı Milas’a doğru yola çıktı. Dedektifler zanlıyı yakalamak için yola çıkarken, diğer polis memuru Savaş Yöndem zanlıyla chat yaparak zaman kazanıyordu. Ekipler Milas’a otele vardığında, sohbet odasında zanlıyla sohbet eden polis şüpheliye ‘Sana bir sürprizim var kapıyı aç canım ben geldim” dedi. Şaşıran şüpheli kapıyı açtığında karşısında zımba gibi iki polisi gördü. Karabulut “ Bizi gördüğünde hayatının şokunu yaşadı. Kelepçeledik. Arkadaşıyla birlikte gözaltına aldık.”
GERÇEK KATİL CEZAEVİNE MASUM OLAN SERBEST KALDI
Katil zanlısının yolda suçunu itiraf ettiğini söyleyen Karabulut “Cinayeti itiraf etti. İstanbul’a getirdik. İşlemlerini yaptık. Bizim düşündüğümüz gibi çıktı bu. Chat yaparak tanıştığı maktulün evine gasp amaçlı gidiyor. Aralarında çıkan tartışma kavgaya dönüşüyor. Ve bu bıçak kullanarak maktulü öldürüyor. Evdeki para ve cep telefonunu alıp kaçıyor. Biz gerçek suçluyu bulduğumuz için 2 aydır cezaevinde suçsuz yere yatan Serhat S. de hemen tahliye edildi. Biz Serhat’ın katil olmadığını biliyorduk. O dönem onu ilçe ekipleri bizim inisiyatifimiz dışında almıştı. Müdahale edemedik. Orada masum bir kişiyi de kurtarmış olduk. Bizi mutlu eden de o oldu.”
TÜRKİYE’DE BİLİŞİM YÖNTEMİYLE ÇÖZÜLEN İLK OLAY OLDU
Baki Koşar cinayeti, Türk emniyet kayıtlarında bilişim yolu üzerinden çözülen ilk cinayet dosyası oldu.
Gönder