Kuruluşumuzun 21,5, iktidarımızın 20 yılını geride bıraktığımız şu günlerde yeni dönemin arifindeyiz. Belki tarihini biraz öne çekerek güncelleyeceğimiz 2023 seçimlerinin önemini en iyi sizler biliyorsunuz. AK Parti'nin bu imtihanı da başarıyla geçmesini sağlamak bizlerin sorumluluğundadır. AK Parti resmen kurulduğu 14 Ağustos 2001 tarihinden bu yana milletimizin gönlündeki yerini de güçlendirmiştir.
AK Parti'nin üye sayısı en yüksek üye rakamıdır. Türkiye gibi bir ülkede rekor üye sayısına ulaşmak kolay değildir. Aradan geçen 21 yıla rağmen ilk günkü heyecanla, inançla, azimle çalışarak bu başarıyı elde ettik.
Ülkeyi yönetme emanetini teslim aldığımızda karşımızda yorgun ve kırgın, 'Türkiye biziz' iradesine sahip bir millet bulmuştuk. Milletimizi tüm alanlarda kendisine güvenen bir dünya gücü haline getirmek en büyük şeref payemizdir. Sadece Allah'a güvenerek, sadece millete dayanarak bugünlere geldik. Bizim için her yeni üye Türkiye Yüzyılı vizyonumuzun hayata geçmesine verilmiş ilave bir omuz, ekstra bir güçtür.
"AKILLA AÇIKLANAMAYACAK HADİSELER..."
Dünyadaki ve bölgemizdeki her gelişme ülkemizi de etkiliyor. Türkiye'nin diğer ülkelerden farkı bu olumsuzlukların etkilerini en az çevirecek altyapıya sahip olmasıdır. Ülkemizin makroekonomik görünümüne baktığımızda 2012, 2013 ve 2014'te zirve yaptığını görüyoruz. Yaptığımız yatırımlarla asırlık ihmalleri giderdiğimiz, ülkemizi hızla kaldırdığımız bir dönemden söz ediyoruz.
Milli gelirden enflasyon her alanda tarihi bir yükseliş yakalamıştık. Dünyanın en büyük 10 ekonomisine ilerlediğimiz bu süreçte akılla açıklanamayacak hadiseler ortaya çıkmaya başladı. Gezi olayları bahanesiyle önümüze çıkarılanlar Türkiye'ye dur ikazıydı. Sonra 17/25 Aralık kumpası devreye sokuldu. Çukur eylemleriyle vatan topraklarına saldırdılar. Teröristleri açtıkları çukura görünce sınırlarımızı ve şehirlerimizi hedef aldılar. Yeni güvenlik konseptimizi hayata geçirerek bu oyunu da bozduk. Başlattıkları 15 Temmuz darbe girişimi de milletimizin sinesine çarptı.
Yönetim sistemimizi değiştirmemiz sonrası ekonomimizi çökertme tehdidine maruz kaldık. Bu meseleyi de hal yoluna koyarken bu defa da tüm dünyayı etkileyen krizlerin rüzgarı esmeye başladı. Covid-19 ile başlayan süreç bizi köşeye sıkıştırmaya, diz çöktürmeye çalışanların ne kadar kırılgan sosyal, ekonomik, güvenlik mimarisine sahip olduğunu gösterdi. Rusya-Ukrayna savaşıyla gelişen kriz hiçbir şeyi umursamadıklarını bir kez daha ispatladı.
SURİYE ZİRVESİ
Bu sabah Sayın Putin ile görüşmem oldu. Türkiye-Rusya-Suriye olarak bir süreç başlattık. Ardından Dışişleri Bakanlarımızı bir araya getireceğiz. Daha sonra da gelişmelere göre liderler olarak bir araya geleceğiz. Derdimiz suhuleti sağlamak, barışı egemen kılmak. Zelenskiy ile görüşmem olacak, Rusya-Ukrayna ilişkilerini görüşeceğiz.
EKONOMİ MODELİ
Biz tüm bu süreci yürütürken sıkıntıların, belirsizliklerin üzerimize kara bulut gibi çöktüğü günler oldu. Duruşumuzdan taviz vermedik. Telkin ve baskılara rağmen kendi politikalarımızı hayata geçirmekte bağlı kaldık. Tercihimizi ülkemizi büyütme yönünde yapmaktan çok mutluyuz. İstihdamdan ihracata her alandaki başarılı sonuçların verdiğimiz emeklerin boşa gitmediğine işaret ediyor. Kabine Toplantısı'nda bu süreci ayrıntılı şekilde milletimize aktaracağız.
MUHALEFETE ELEŞTİRİLER
Bizler yapıyoruz, yaparız; onlar ya seyreder ya konuşur ya iftira atar. Ayasofya'yı açacağı dedik, açtık. Savunma sanayisini dışa bağımlılıktan kurtardık. İHA'ları, SİHA'ları, Akıncı'yı, Kızılelma'yı yaptık. Dünya medyası bunları yazıyor, ama bizdekilerde göz var görmüyor. Çünkü kalpler mühürlü. Bunları anlatmak durumundayız. Şehir hastanelerini inkar ediyor. Bütçe tekniği nedir adamın haberi yok. Bay Kemal, parayı finansmanı yönetmenin yolları var. PPP diyoruz, kamu-özel işbirliği. Bu şehir hastanelerini yapan firmalar, yatırımı yaptılar biz kendilerine yaptıkları iş karşılığında ödeme yapıyoruz. Biz bunu yollarda, havalimanlarında, köprülerde yaptık.
Bay Kemal, ABD'ye gitti, orada tost falan işlerini yaparken, oradaki vakıf binasını çekim yapmış. O iki vakıfta bunlardan kazandığımız parayı veriyoruz.
Üretimi ve hizmet sektörünü büyüttük. Cumartesi günü Antalya'ya gideceğiz. Kumluca Belediyesi senin, Büyükşehir Belediyesi senin; sel afeti aldı senin belediyelerin ne yaptı? Bay Kemal, en ufak gayretin olmadı. Aynı şekilde Manavgat. Şu anda cumartesi günü oraya da uğrayacağız, Manavgat'ta evler yanmıştı, onların hepsi modern villalar olarak yapıldı. Teslimatlar yapıldı ama oradaki vatandaşlarımızı yerinde görmek istiyoruz. Aynı durum Muğla tarafında da. Buralar hep CHP belediyeleri. Zavallı ağlıyor 'Traktörüm ne olacak' diyor, haftasında traktörünü gönderdik.
Şimdi yeni adım, taşerondan sözleşmeliyi, EYT'ye çalışanlarımızın meselelerini çözdük. Teröristlerin başlarını inlerinde ezdik. İstanbul Havalimanı'ndan Çanakkale Köprüleri'ne kadar ülkemizi dünya çapında altyapı hizmetlerine kavuşturduk. Depreme dayanıksız yapılarını yenileyerek şehirlerimizi ayağa kaldırdık. Üniversite harçlarını kaldıracağı, burs/kredi sağlayacağız dedik hallettik. Kürt kardeşlerimizden Alevi kardeşlerimize her kesimin hak taleplerini karşıladık.
ALTILI MASANIN ADAYI
Biz bunları yaparken muhalefet neyle uğraşıyor? Aylardır altı kişi bir masa etrafında toplanıp, tartışıyor. Masa etrafında oturanlardan milletin hayrına herhangi bir şey çıktı mı, çıkmadı? Kumpas, rol çalma her şey var; proje, program, aday da yok. Seçim tarihi geldi, biz sandıkta kimle yarışacağımızı bilmiyoruz. Çıkacak demiyorum; çıkartılacak diyorum. Bir yerlerden alınacak işaretin beklendiği anlaşılıyor. Dünyayı dolandılar ama işareti henüz alamadılar. Adayı belirleyecek olanlar da bunun kim olacağını bilmiyor.
CHP'nin başındaki zat hep birilerini öne sürmüştü. Çekincelerini giderme, korkularını giderme noktasında kendisine verdiğimiz teminatlara rağmen açıklamadı. Bizim için fark etmez. Biz arazideyiz, çalışıyoruz. Milletimize hizmet için hazırız.
Türkiye Yüzyılı'nın inşası için milletimizi bir kez daha sandıkta görevlendirmeyi Cumhurbaşkanlığında yapacaktır, Parlamento'da da Cumhur İttifakı'nı göreve getirecektir. Bu hedefe ulaşana kadar durmak, dinlenmek yok.
Gönder