adscode
adscode
adscode

Erdoğanın liderliğindeki Cumhur İttifakının ise toplumun sorunlarını çözdükçe motivasyonu daha da yükseliyor

Bu hız seçimlere kadar devam edecek gibi görünüyor

Erdoğanın liderliğindeki Cumhur İttifakının ise toplumun sorunlarını çözdükçe motivasyonu daha da yükseliyor

Türkiye'de 20 yılda altyapıda neler yapıldığını sanırım bilmeyen yoktur. Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünya çapındaki dev projeleri birer birer hayata geçirirken doğrudan halka dokunan icraatları da hiç unutmadı. Sabit gelirli vatandaşların kronikleşmiş sorunlarına birer birer çözüm bulundu. Tarihin en büyük toplu konut projesi, asgari ücrette rekor artış, kamudaki sözleşmeli personelin kadroya alınması, 3600 ek gösterge düzenlemesi ve son olarak Emeklilikte Yaşa Takılanlar meselesinin çözüme kavuşturulması 2022 yılına damgasını vurdu.
2023'e saatler kala elektrik ve doğalgaz fiyatlarında indirime gidildi. Dünyada büyük bir enerji krizi yaşanırken Türkiye'de böyle bir indirime gidilmesi Reuters haber ajansını bile şaşırttı.
Evet, Cumhurbaşkanı Erdoğan 2023'e, Cumhuriyet'in 100. yılına, yani Türkiye Yüzyılı'na hızlı girdi. Şimdi önümüzde çok önemli bir seçim var. Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti iktidarına yönelik algıyı birkaç ay içerisinde tersine çevirirken, muhalefet darmadağın bir görüntü vermeye devam ediyor. 6'lı masanın adayı henüz belli olmadığı gibi birden fazla adayın çıkacağı yönünde inanılmaz bir bilgi kirliliği var.

UKRAYNA HALKI YENİ YILDA DA UMUTSUZ

ABD'nin ve AB'nin tahrikleriyle Rusya'yı kışkırtarak büyük bir maceraya atılan Ukrayna, yeni yıla savaşın gölgesinde girdi. Zelensky sosyal medya hesabından bir görüntülü paylaşımda bulunarak Rusya'ya karşı savaşın 2023 yılında da süreceğini ilan etti. Kiev'de yılbaşı kutlamaları yapılmadı. Sokağa çıkma yasağı yılbaşı gecesi de uygulandı. Şehrin meydanına dikilen noel ağacı şehirde elektirik olmadığı için jeneratörle aydınlatıldı. Şehrin tamamı yeni yıla karanlıkta ve umutsuz girdi. Uzmanlar nükleer savaş ihtimalinin hala masada olduğunu söylüyor. Ukrayna'nın içine düştüğü durumun, ABD'nin gazı ile Türkiye'yi tahrik eden Yunanistan'a ders olacağını düşünüyorum.
Dünyanın her şehri yeni yıla Kiev gibi karanlıkta girmedi. Birçok şehirde ışıl ışıl görüntüler vardı. Bunlardan en dikkat çekici olanı Brezilya'nın Rio de Janeiro şehrinde yaşandı. 2 milyon insan ellerinde mumlarla denize koşması ile görkemli görüntüler oluştu

İnsanlar genelde kendi yaşadıkları dönemi tarihin en önemli ve en hızlı akan dönemi olarak görme eğilimindedir. Ve genelde bu dönemler belirsizlik çağları olarak adlandırılır. Halbuki mutlak anlamda böylesi tarifler yapmak çok zordur. Hatta imkansıza yakındır. Ama yine de insanlar yaşadıkları dönemin belirsizliklerini önemsemekten kendilerini alamazlar.
Mutlak tarifler yapmak mümkün olmasa da göreli tarifler yapmak mümkündür. Mesela günümüz şartlarındaki dünya siyasetinin doksanlı yıllara oranla çok daha fazla belirsizlik içerdiği rahatça söylenebilir. Halbuki doksanlı yıllarda da tonlarca kitap ve makale yayınlanıyordu belirsizlik üzerine. Dünyanın yeni bir döneme girdiği artık eski Soğuk Savaş şartlarının durağanlığının olmadığı iddia ediliyordu. Soğuk Savaş'taki keskin hatlarla çizilmiş ittifaklar dünyasıyla karşılaştırıldığında belki de doksanları belirsizlik olarak tarif doğru olabilir. Ancak doksanları günümüzle kıyasladığınızda doksanların esasen son derece istikrarlı bir dünya olduğu ortaya çıkar.
Neden mi? Çünkü doksanlı yıllarda Amerikan hegemonyası en yoğun dönemlerinden birini yaşadı. ABD her türlü kapasitesiyle dünyanın dört bir tarafında hazır ve nazırdı. Amerika'dan rahatsız olan ve onunla rekabet etmek isteyenler için de ABD'ye dost olmak isteyen ülkeler için de hesap oldukça basitti. Amerika'nın nasıl bir tavır takınacağını keşfetmek bu ülkelerin de kendi pozisyonlarını kestirmesi için yeterliydi. Dahası ABD'nin tavrını kestirmek de pek zor değildi. Belli bölgelerde istikrarsızlıklar ortaya çıktığında ABD sağlayabilirse çok taraflı onu sağlamada güçlük çekerse tek taraflı bir müdahale gerçekleştirirdi. ABD'den beklentisi olanlar onun kuyruğuna takılırdı. ABD'nin müdahalesinden rahatsız olanlar ise sessizce uzak bir mesafede kalmak zorundaydı.
Günümüzde ise devletlerin işi çok daha zor. Artık ABD'nin ne yapacağı pek belli değil. Mesela bir yönüyle Batı ittifakını sürdüreceğini ilan ediyor ama bir yönüyle de Ukrayna gibi bir savaş halinde bile Avrupalı dostlarına tam güvence vermiyor. Mesela Rusya'nın Kırım müdahalesine ses etmiyor ama Ukrayna'daki savaşta Ukrayna'ya destek yağdırıyor. Fakat bu desteğin devam edip etmeyeceğini Ukrayna da bilemiyor. İşte gerçek belirsizlik böyle bir durum.
Bu şartlar altında kimsenin kimseye güvenme şansı yok. O nedenle de devletler güvenlikleri için yeni yöntem arayışlarına girmeye çalışıyor. Bu da işi çok daha karmaşık hale getiriyor. Mesela Almanya silahlanacak mı? Japonya ne yapacak? Fransa Almanya'nın silahlanması halinde ne hissedecek? Bu tür soruların hepsi cevap bekliyor. Ve ortada kolay bir cevap da yok. Devletler de kendilerini riske etmeden tüm ihtimallere açık bir halde tutmaya çalışıyor. Yani uzun vadeli yakınlaşmalardan mümkün olduğunca herkes kaçınıyor. Bu da tabii ki belirsizliğe yeni katkılar sunuyor.

adscode

İlk Yorumu Siz Yapın

Gönder