Beyaz Baston Görme Engelliler Haftası’nın geçmişi 102 yıl öncesine uzanıyor. Her şey 1921 yılında Londra'da bir fotoğrafçının gözlerini kaybetmesinin ardından bastonunu dikkat çekmek ve engelli olduğunun bu şekilde anlaşılabileceğini düşünerek beyaza boyamasıyla başlıyor.
Bundan tam 10 yıl sonra, 1931 yılında, Fransız Körler Birliği bu beyaz bastonu benimsiyor ve görme engellilerin simgesi haline getiriyor.
Peki, günümüzde görme engellilerin hala yaşadığı sorunlar neler, hangi zorluklarla nasıl mücadele ediyorlar? Türkiye Görme Engelliler Derneği Genel Başkanı Fatih Karadayı TRT Haber’e anlattı.
“Toplum öncelikli olarak engelliyi bir birey olarak değerlendirmeli”
Toplumun yaptığı genellemelerin görme engelli bir kişinin bireyselleşmesinin önünde duran en büyük engel olduğunu söyleyen Karadayı, “Maalesef toplum olarak çok sık genelleme yapıyoruz. Görme engelliler olarak toplum tarafından şununla karşılaşıyoruz. Örneğin öğrenciyken görme engelli bir arkadaşınız çok zekiyse ve uzun zaman önce duyduğu bir sesi hemen tanıyabiliyorsa artık sizin için bütün görme engelliler bir sesi bir kere duyduğunda hemen tanıyabiliyor oluyor” diyor.
Karadayı, bu genellemenin yanlış olduğunu vurguluyor ve “Böyle genelleme yapmamak gerekiyor. Akıllısı, tembeli, zekisi, şişmanı, zayıfı, çalışkanı… Başarılı veya başarısız olduğunu bilmek, engelliyi de bir birey olarak kabul etmek gerekiyor” şeklinde açıklıyor.
“Engelli için yapılan çalışmalar aslında herkesin hayatını kaliteli hale getiriyor”
Karadayı’ya göre engelliler için yapılan iyileştirmeler aslında tüm toplumun yararına oluyor.
“Metrolardaki raylara düşme ihtimalimiz oluyor ve bu sıkıntı oluşturuyor. Bazı hatlarda kapıların açıldığı yer otomatik. İstasyona tren yaklaştığında kapı açılıyor. Araç istasyondan uzaklaştığında kapı kapanıyor.
Böyle olduğunda da kimsenin düşme ihtimali olmuyor. Hem bu sadece görme engelliye yönelik de bir çalışma olmuş olmuyor. Sağlam bir vatandaşın tansiyonu birden bire düştüğünde oraya yığılma ihtimali var. Özetle diyoruz ki engelli için yapılan çalışmalar aslında herkesin hayatını kaliteli hale getiriyor.”
Gönder