Uluslararası İlahiyat Programı ve Uluslararası İmam Hatip Lisesi Programı kapsamında 7 Ekim 2018 tarihinde Türkiye'ye gelen Nijeryalı Abdulfathi Olamigoke, Kayseri'deki Uluslararası Şehit Ömer Halisdemir Anadolu İmam Hatip Lisesi’nde eğitimine başladı.
Okuluna ve arkadaşlarına alışma heyecanı yaşayan Abdulfathi, okula yerleştikten 4 gün sonra arkadaşlarıyla oyun oynarken fenalaştı. Kayseri Şehir Hastanesi'ne kaldırılan ve beyin kanaması geçirdiği anlaşılan Abdulfathi, müdahaleye rağmen kurtarılamadı.
14 yaşındaki Nijeryalı öğrenci, ailesinin isteği üzerine eğitim gördüğü Kayseri'de toprağa verildi.
Ailenin isteği üzerine, Abdülfethi Abdulselam'ın kardeşi de Türkiye'ye gelerek Kayseri'de Uluslararası İmam Hatip Lisesi'nde eğitim görmeye başladı. Okulda kaldığı 4 gün boyunca kendisini çevresine sevdiren Abdülfathi, eğitim gördüğü okulda unutulmuyor, hüzünle anılıyor.
Okul müdürü Sıddık Kaya'nın Abdülfathi anısına yazdığı yazı okuyanları duygulandırdı. Küçük çocuğun 'ilim şehidi' olduğuna inandıklarını kaydeden Kaya'nın yazısı şu şekilde;
O, ŞEHİTTİR BİİZNİLLAH...
"Kim Allah ve resulü uğrunda hicret ederek yurdundan çıkar da sonra ölüm onu yolda yakalarsa artık onun mükâfatını vermek Allah’a aittir; Allah daima günahları örtmektedir, engin rahmet sahibidir." Nisa Suresi 100. Ayeti Kerime
Kayseri'nin bağrında yatan bir ilim şehidi...
Abdulfethi... Nijeryalı...
On dört yaşındaydı...
O, küçük yaşta anneden, babadan, kardeşten, yurttan, yuvadan ayrılıp "bir medeniyetin yeniden ihyasını" gerçekleştirecek er olabilmek için binlerce kilometre uzaktan ülkemize ilim tahsili için gelmişti.
Bedeni yaşından daha küçüktü.
Her yıl dünyanın farklı ülkelerinden okulumuza öğrencilerimiz gelirdi.
Daha önce hiç görmediğimiz, tanışmadığımız, ilk defa karşılaştığımız öğrencilerimizi muhabbetle kucaklar, bağrımıza basardık. Dillerimizi anlamasak da bakışlarımız, kalpten kalbe akan duygularımız o açığı büyük oranda kapatırdı. İslam kardeşliği Allah'ın biz kullarına lütfu ve ikramıdır hiç şüphesiz...
Abdülfethi'de muhabbetle kucaklayıp hoş geldin diyerek bağrımıza bastığımız öğrencilerimizden biriydi.
Okula geleli dört beş gün olmuştu. Ama kısa sürede okulda herkesin sevdiği, sohbet ettiği ve takılmak istediği bir öğrenci oluvermişti.
Abdülfethi, İmam Hatip lisesi'ni Kayseri'de okuyacak, üniversiteyi ülkemizin herhangi bir şehrinde bitirecek, nihai hedef donanımlı bir şekilde ülkesine dönecek ve ülkesinin gelişmesine, kalkınmasına katkı sunacaktı.
12 Ekim 2018 tarihinde mesai bitiminde müdür odasında otururken çalışanlarımızdan biri;
Hocam çok acil spor salonuna gelmeniz gerekiyor, öğrencilerimizden biri fenalaştı diyerek bizleri çağırdılar.
Bizler de idareci arkadaşlarımızla beraber acelece spor salonuna geçtik. Abdülfethi'nin kanepe üzerinde hareketsizce yattığını gördük. Abdülfethi okulumuz spor salonunda arkadaşlarıyla beraber spor yaparken aniden rahatsızlanmış. Orada bulunanlar ambulansa haber vermişler ve birkaç dakika sonra ambulans geldi. Sağlık görevlileri ilk müdahaleyi yaptılar. Vakit geçirmeden ambulansa alarak Kayseri Şehir hastanesine götürdüler.
Kırk dakikayı aşkın yapılan müdahaleden sonra doktor, hastanın yakınının kim olduğunu sordu. Okulumuzda yaklaşık 54 ülkeden öğrenciler vardı ve her birinin ülkemizdeki velisi okul müdürü olarak ben idim.
Buyurun doktor hanım. Onlar ülkemizde misafir öğrenciler. Okul müdürü olarak onların velisi benim dedim.
Doktor hanımın;
başınız sağ olsun ifadesinin arkasından tarifi mümkün olmayan bir üzüntü yaşamıştım.
Dört gün önce okulumuza gelen kısacık süre içerisinde herkesin sevgisini kazanan Abdülfethi'mizi spor yaparken kalp krizinden kaybetmiştik.
Din Öğretimi Genel Müdürlüğümüze, Diyanet Vakfımıza ve ilgili kurumlara yaşananlarla ilgili bilgi verdik.
Bundan sonrası resmi işlemlerin tamamlanması ve Abdülfethi'nin cenazesini Nijerya'ya ailesinin yanına göndermek olacaktı.
Diyanet vakfı ailesi ile irtibata geçti. Bizler Kayseri'de il Müftülüğümüzle beraber cenaze işlemlerini takip ettik.
Cenazeyi ülkesine gönderme hazırlıkları yaparken Abdülfethi'nin babasından bizlere bir mektup ulaştı.
"OĞLUMU, KUTSAL TÜRKİYE TOPRAKLARINDA DEFNEDİN"
Mektup selamla başlıyor teşekkürle devam ediyordu. Ancak mektuptaki üç madde bizleri derinden etkilemişti. Bunlar;
1. Oğlumu kutsal Türkiye topraklarında defnedin.
2. Eğer cenazeyi Nijerya'ya gönderecek olursanız çok para harcarsınız. Harcayacağınız parayla diğer uluslararası öğrencilerin masraflarını karşılayın.
3. Abdülfethi'nin Abdulkadir diye bir kardeşi var. Onu abisinin okulunda bursluluğa kabul ederseniz acımızı hafifletmiş olursunuz demişti.
Kendimi bir an Abdülfethi'nin babasının yerine koydum. Oğlumun bir başka ülkede öldüğünü düşündüm. Bırakın cenazesini orada bırakmayı, en küçük eşyalarını bile hatıra olsun diye alır getiririz dedim kendi kendime.
Evet Abdülfethi artık cesedi ile eşyaları ile yani her şeyi ile artık bizimdi. O'nu ardında arkadaşlarının gözyaşları ile birlikte Kayseri'de İldem mezarlığına defnettik.
İlim şehidi olduğuna gönülden inanıyoruz. Ve rabbimizin lütfu ikramı ile şefaatinden nasiplenmek istiyoruz.
Mekanın cennet, makamın ali olsun sevgili kardeşim.
Evet, kardeşi Abdulkadir şu an Kayseri'de Uluslararası İmam Hatip lisesi'nde öğrenciliğine devam ediyor. Abdulkadir'i ziyaret ettim. Sarıldım, öptüm ve çok duygulandım.
Selam hidayete tabi olanlara...
Gönder