Türkiye ekonomisinin belkemiğini oluşturan KOBİ’ler, üretim kapasiteleriyle hem iç piyasada hem de ihracatta önemli roller üstleniyor. Son yıllarda yapılan teşvikler, dijitalleşme yatırımları ve sürdürülebilirlik odaklı dönüşüm projeleri, KOBİ’lerin üretim gücünü artırarak Türkiye ekonomisindeki yerini sağlamlaştırıyor. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın verilerine göre, Türkiye’deki KOBİ’ler toplam ihracatın yüzde 40’ını, istihdamın ise yüzde 72’sini sağlıyor. Küresel pazarlarda rekabet edebilmek için sürdürülebilir üretim modellerine yönelen KOBİ’ler, çevre dostu üretim süreçleriyle hem marka değerini artırıyor hem de ihracat hacmini genişletiyor. Türkiye’nin 2024 yılı ihracat hedeflerinde KOBİ’lerin payını yüzde 50’ye çıkarma amacı, bu işletmelerin üretim kapasitelerindeki büyümenin önemini bir kez daha ortaya koyuyor.
TEKNOLOJİ YATIRIMLARI ÖNDE
Pandemi sonrası hızlanan dijital dönüşüm, KOBİ’lerin üretim kapasitelerinde önemli bir sıçrama yarattı. Özellikle endüstri 4.0 uygulamaları, yapay zeka ve otomasyon teknolojilerinin benimsenmesi, üretim süreçlerini daha verimli ve sürdürülebilir hale getirdi. Uzmanlara göre, teknolojiye yatırım yapan KOBİ’ler, operasyonel maliyetlerini yüzde 20’ye varan oranlarda azaltabiliyor. Devlet destekli teşvikler ve uluslararası fonlardan sağlanan kaynaklar, KOBİ’lerin üretim altyapısını geliştirmesine büyük katkı sağlıyor. KOSGEB, Eximbank kredileri ve Avrupa Birliği fonları gibi destek mekanizmaları, işletmelere teknoloji yatırımlarından yeşil üretim projelerine kadar geniş bir yelpazede finansman olanağı sunuyor.
KÜRESEL ARENADA REKABETÇİLİK ARTACAK
KOBİ’ler için üretim kapasitesini artırmak yalnızca büyümek değil, aynı zamanda Türkiye’nin ekonomik dayanıklılığını güçlendirmek anlamına geliyor. Uzmanlar, önümüzdeki dönemde dijitalleşme, sürdürülebilirlik ve finansmana erişim konularında yapılacak yatırımların, KOBİ’leri küresel arenada daha rekabetçi hale getireceğini vurguluyor. Ancak üretim kapasitelerindeki verimliliği artırmak, küresel rekabette daha güçlü bir konum elde etmek için kritik bir alan olarak öne çıkıyor. Sonuç olarak, KOBİ’lerin üretim kapasitesinin artırılması, Türkiye’nin ekonomik büyümesi ve küresel ticaretteki payının genişlemesi için stratejik bir öncelik olmaya devam ediyor.
TOPTAN VE PERAKENDE SEKTÖRÜNÜN PAYI %36,1
KOBİ’lerin yüzde 36,1’i toptan ve perakende ticaret sektöründe faaliyet gösterirken, yüzde 15,2’si ulaştırma ve depolama, yüzde 12,2’si ise imalat sanayi sektöründe yer alıyor. İmalat sanayindeki KOBİ’lerin yüzde 56,4’ü düşük teknoloji seviyesinde üretim yapıyor. Mikro ölçekli işletmelerin yüzde 57,5’i düşük teknoloji sınıfında üretim gerçekleştirirken, bu oran orta ölçekli işletmelerde yüzde 51’e geriliyor.
Gönder