Sahiplerinin kötü davranışından usanıp müzik yapma hayalleriyle Bremen’e kaçan bir eşek, bir köpek, bir kedi ve bir horozun hikâyesidir Bremen Mızıkacıları. Bir ana–kızın evinin önünde, üst üste dururken canavar siluetini andırdıklarından eve girmeye çalışan hırsızları kakafoni tarzında çıkardıkları seslerle korkutur ve kaçmalarını sağlarlar. Böylece o evde yaşamaya başlarlar...
İşte Bremen eski şehirde bulunan Domsheide Meydanı’ndaki katedral ve görkemli belediye binasıyla -Rathausbiraz o masalın içinde hissettiriyor bana. Meydandan nehre doğru geçip kıyıdan taş duvarlara paralel yaptığım yürüyüş ardından ünlü eski Schnoor Sokağı’na vardığımda şaşkınlığa uğruyorum. Taş parke sokaklar, küçük pencereli huni çatılı binalar arasında o sokaklardaki pek çok şeyin geçmişe ait olduğunu fark ediyorum. Meydanındaki ünlü tiyatro binası ve devamındaki Steintor size Bremen’in farklı bir yüzünü gösteriyor. İki katlı tipik modern kuzey evleri arasındayım bu kez. Biraz da Belfast sokaklarını hatırlatıyor bana Steintor ve çevresi. Evet, masal kahramanları doğuran bir kent Bremen... Eskiye öykünen sokaklar, kuzeye sırtını dayamış binalar ve Grimm Kardeşler’in masalı...
Ne yalan söyleyeyim biraz da anlatılanlardan dolayı önyargılı gitmiştim Bremen’e. Sıkıcı işçi şehri algısı vardı kafamda. Jacobs, Kellogs ve dünyaca ünlü Beck’s biralarının anavatanı olduğunu biliyordum. Mercedes ve Airbus uçak fabrikasının ekonomisine, Mesut Özil’i dünya futbol vitrinine çıkaran Werder Bremen futbol takımının şehrin tanıtımına katkılarından da haberdardım. Oysa çok daha fazlası varmış. Bürgerpark, Weser Nehri ve kıyıları, Überseestadt yani eski liman bölgesindeki yenilenmiş binalar, müzeler, sanat galerileri ve nehir kıyısındaki restoran ve kafeler çok keyifli. Eski liman binaları loft yaşam alanlarına dönüştürülmüş “Bremen’de yaşasam burada otururum” dedirtecek çekiciliğe sahip. İçi gibi dışı ve çevresi de güzel kentin. Özellikle Alman sanatçılarına ev sahipliği yapan gün batımlarıyla ünlü Worpswede ve doğa harikası Fischerhude, Bremen’den arta kalan zamanlarda değerlendirilmeli. Eğer şansınız varsa benim gibi uzun yürüyüşler yapar ve tadını çıkarırsınız.
NASIL GİDİLİR?
Türk Hava Yolları nisan ayı itibarıyla salı perşembe cumartesi ve pazar günleri İstanbul’dan Bremen’e direkt uçuyor.
NEREDE YENİR?
Vivien Wu Bar: Türk işletmeci Güngör’ün mekânı Vivien Wu, şehrin buluşma noktalarından. Langenstrasse 81 Ecke Wenckenstrasse (Am Fangturm)
Jackie Su: Uzakdoğu mutfağını füzyon bir konseptle sunan mekân öğle ve akşam ekstra hareketli. www.jackiesu-bremen.de
Beck’s im Schnoor: 15. yüzyıldan kalma bu restoran şehrin en güzel sokaklarından Snoor’da Bremen’in uluslararası bira markası Beck’s ile buluşmuş. Im Schnoor 34-36 www.becks-im-schnoor.de
Delano: Şehrin merkezindeki restoran birkaç yıldır Bremen’in gözdelerinden. Queerenstraße 1 www.delano-restaurant.de
Hansen: Eski liman bölgesinde yer alan Hansen, modern mutfağı ve balıklarıyla tercih sebebi. KonsulSmidt-Straße 8M www.hansen-restaurant.de
Bolero: Bremen’in en gözde mekânlarıdan ancak mutfağı değil barı ile öne çıkıyor. www.bolerobar.de
KONAKLAMA
Hotel Überfluss: Tasarımı da lokasyonu da ideal.
Park Hotel Bremen: 5 yıldızlı SPA
Bremen Swissotel: Kentin önemli noktalarına yürüyerek ulaşabileceğiniz otel, özellikle iş için gelenlerin tercihi.
İZLEYİN
Fatih Akın’ın Cannes’da “En İyi Senaryo” ödülünü aldığı filmi Yaşamın Kıyısında Bremen’de başlayan bir hikâye. İzleyin.
OKUYUN
Tabii ki Grimm Kardeşler’in tüm masalları! Masal okumanın çocukça olduğu klişesini bir kenara bırakın, orta yerinde eşek, köpek, kedi ve horozun heykeli bulunan esprili bir kente gidiyorsunuz. Rahat olun.
Gönder