HABER7
Millî Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in ‘laiklik' sözleri CHP'lileri ayağa kaldırdı. Bakan Tekin'in “Sizin anladığınız laiklik şu; 1940’lı yılları hatırlayın. Camilerin kapısına kilit vurmak, camileri ahıra çevirmek, vatandaşın Kur’ân-ı kerim öğrenmesini yasaklamak” açıklamasının ardından bazı CHP’liler suç duyurusunda bulundu.
ÖZEL VE İMAMOĞLU'NDAN İNKAR
Bakan Tekin'in açıklamaları sonrası bugün partisinin grup toplantısında konuşan CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve CHP'li İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu partilerinin geçmişte cami kapattığını inkar etti.
CHP'YE TAHSİS EDİLEN CAMİYİ 84 YIL SONRA AK PARTİ İBADETE AÇTI
Ancak CHP Genel Başkanı ve CHP'li İBB Başkanı'nın sözlerinin aksine tarih CHP'nin camilere yönelik yaptığı talan ve zulümlerle dolu. CHP'nin cami zulmünün en yakın örneği ise 2014 yılında AK Parti tarafından aradan geçen 84 yılın ardından ibadete açılan Mihrişah Valide Sultan (Küçüksu) Cami olarak görülüyor.
Mihrişah Valide Sultan Camii, CHP'nin tek parti döneminde Halk Evi ve lokal olarak kullanıldı. CHP'ye tahsis edilen caminin minaresi yıkılarak tepesine ise CHP'nin 6 oku yerleştirildi. Cami, aradan geçen 84 yılında ardından 2014'te İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile Beykoz Belediyesi tarafından yapılan restorasyon çalışmalarıyla aslına uygun olarak tekrar inşa edildi.
İŞTE CHP GERÇEKLERİ
Konuyla ilgili Tarihçi Mustafa Armağan da bir yazı kaleme alarak CHP'nin gerçeklerini tek tek ifşa etti. Armağan 'Cumhuriyet gazetesinin ahır yapılan cami yüzsüzlüğü' başlıklı yazısında CHP yönetiminin camileri, güreş kulübüne, bilardo salonuna çevirdiğini, camileri yıktırıp arsasını pavyonlara parsellediğini, Sultanahmet Camii'ni nasıl kışlaya çevirdiğini yazdı. Armağan camilerin 'ahır' yapıldığına dair dönemin gazete küpürlerini de yayınladı.
Armağan CHP gerçeklerini anlattığı o yazıda şu ifadeleri kullandı;
Bir zamanlar birbirine yakın camileri ‘kadro harici’ bahanesiyle kapatan, nalbanta, marangoza vs. kiraya veren, satan (enkazları dahil), güreş kulübü veya bilardo salonu yahut Küçüksu Camii gibi CHP Gençlik Teşkilatı yapan, Sirkeci’deki Tren İstasyonunu’nun bitişiğindeki Merzifonlu Kara Mustafa Paşa Camii’ni yıktırıp arsasını Anadolu Sazevi adlı bir pavyona parselleyen CHP Sultanahmet Camii'ni asker alma dairesi olarak kullanmıştı diyeyim de kestirmeden anlatmış olayım.
Yıllar önce Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 40'lı yıllarda camileri silah deposu yaptıkları, içerisinde asker yatırıp kaldırdıklarını sorgulayınca CHP’nin bir önceki genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu “Ne yapsınlar, memlekette kışla mı vardı?” diye aklımızla alay etmeye kalkmıştı. Tam da yüzlerce caminin askeriyeye devredildiği yıllarda muhteşem ve sapasağlam Taksim Kışlası'nı amelelere kazma kürek yıktıran sizler değil miydiniz baylar?
Hem koskoca kışlayı kör kazmayla yıktır hem de kışla mı vardı? diye zeytinyağı gibi üste çıkmaya kalk. CHP’nin emsalsiz yüzsüzlüğü budur işte.
Dünkü Cumhuriyet gazetesine gelince; o kadar pespaye bir örnek karşısındayız ki, ADD'nin başkanı denilen kişinin "Tek bir tane ahır yapılmış cami resmi göstersinler" dediğini ön sayfasına çıkarmış hiç utanıp sıkılmadan.
Yüzleri kızarır mı bilmem ama aşağıdaki haberi yayınlayan da Cumhuriyet gazetesiydi, bu demeci yayınlayan da. İşte belgesi.
Bakın ne yazıyor o haberinizde:
“BU NE İNSAFSIZLIK: SEFERİHİSAR'DA TARİHÎ BİR CAMİ AHIR YAPILMIŞ.”
Tarih mi? 20 Nisan 1936, sayfa 3. Cumhuriyet’in web sitesinden aldım bu kupürü.
‘Ahır yapıldığına dair tek bir örnek yeter’ demişti ADD başkanı; ben görgü tanıklarından misaller de vereyim, tam olsun. Yalan diyorsanız aksini ispatlayın:
Yeni İstiklal gazetesinin 1966 yılı nüshalarında Anadolu şehirlerinden onlarca insan açık ad ve adresleriyle çevrelerindeki tarih katliamlarını yazmıştı. İşte birkaçı.
1945 yılında Maraş Türkoğlu Cumhuriyet Mahallesi'ndeki Ulucami kapatılmış, caminin açık bırakılan kapısından içeri giren hayvanlar burasını ahır haline getirmişlerdi.
Antalya’da Selçuklu eseri Yivli Minare Camii de, Osmancık ilçesindeki Akşemseddin Camii de ahır olarak kullanılmıştı.
Bursa’daki Mollaarap Camii askeriyeye verilmiş, onlar da ibadete kapatıp alt katını ve çevresini at ahırı olarak kullanmışlardı.
Bingöl’ün merkezindeki tek cami olan İsfehan Bey Camii buğday deposu ve hayvan tavlası haline getirilmişti. (Bkz. Mehmet Şevket Eygi, Yakın Tarihimizde Câmi Kıyımı, 2003.)
Yetmez diyorsanız ekleyeyim hemen:
Bugün ‘camilerin kılına dahi dokunulmamıştı’ diyecek kadar inkârcılaşan Cumhuriyet gazetesinin, Mahmud Efendi hazretlerinin ismiyle özdeş hale gelmiş bulunan harabe halindeki İsmailağa Camii’nin mezbelelik ve ‘baykuş yuvası’ haline geldiğini de yazan gazete olduğunu biliyor muydunuz?
Tarih: 8 Nisan 1938.
Cumhuriyet gazetesi “BAYKUŞ YUVASI HALİNE GELEN ZAVALLI MABED” manşetini atarak caminin durumuna dikkatimizi çekmiş, haberin spotuna ise “Mezbeleliğe dönen İsmailefendi Camii’nin ‘muhafazası lazım’ eserlerden olduğu tasdik edilmiş ama binanın artık beklemeğe tahammülü azalmış” diye yazılmıştı.
Hem camilerin ahır ve baykuş yuvası olduğu haberlerini yap, hem de utanıp sıkılmadan kalk, ‘hangi cami ahır yapılmıştı, göster’ diye işi pişkinliğe vur.
Ne de olsa 'cumhuriyet' fazilettir, değil mi?
Gönder