Suudi Arabistan merkezli yayın organlarından Arab News'de, Türkiye ve Cezayir arasında son dönemde gelişen ilişkilerin ve Türkiye'nin Afrika'daki dış politika hamlelerinin değerlendirildiği bir analiz yayınlandı.
Cezayir'in Türkiye'nin ekonomik, enerji ve askeri hedeflerinin bulunduğu Mağrip politikasında stratejik bir konumda olduğu belirtilen analizde, Türkiye'nin askeri etkinliğini de arttırdığı Cezayir ile ilişkilerine büyük önem vermeye başladığı belirtildi.
Analizde ayrıca; Fransa'nın Afrika'da hem askeri hem de ekonomik olarak daha fazla güç kaybettiğine dikkat çekilerek, bu anlamda Fransa'nın boşluğunu Türkiye'nin doldurmaya başladığı belirtildi. Cezayir, Ankara ile ilişkilerinde fırsatlar yakalarken, Türkiye'nin Afrika ekseninde müttefik olarak kilit bir konumda yer alıyor.
Cezayir Dışişleri Bakanı Ahmed Attaf geçtiğimiz hafta Ankara'yı ziyaret etti ve Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile kapalı kapılar ardında bir görüşme gerçekleştirdi.
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki görüşmeyle ilgili herhangi bir detay açıklanmamış olsa da Türkiye-Cezayir ilişkilerine daha yakından bakmak, ilişkilerin gidişatı hakkında fikir verecektir.
Cezayir Cumhurbaşkanı Abdelmadjid Tebboune'nin 2022 yılında Türkiye'ye gerçekleştirdiği devlet ziyareti ve Erdoğan'ın geçen yıl gerçekleştirdiği iade-i ziyaret, iki ülke arasında giderek güçlenen bağları pekiştirdi.
Erdoğan'ın Cezayir ziyareti sırasında Ankara ve Cezayir, ilişkilerini stratejik düzeye çıkararak Tebboune'nin göreve geldiği 2019 yılından bu yana ilişkilerde önemli bir ilerlemeye işaret etti.
1955 yılında Türkiye, Batı odaklı dış politika çizgisi nedeniyle Batı dünyasının yanında yer almış ve BM Genel Kurulu'nda Cezayir'in kendi kaderini tayin etmesine ilişkin oylamada çekimser kalmıştı. Savaş zamanındaki bağımsızlık hareketi Türkiye'nin çekimser kalmasını Fransa'nın yanında yer almak olarak algıladı. Ancak Türkiye'nin bu tutumu NATO müttefiklerini destekleme taahhüdünden kaynaklanıyordu. 1960 yılında hükümet değişikliğinin ardından Türkiye, Cezayir'in bağımsızlığını destekleme yönünde oy kullandı.
Ortak bir tarihi mirasa sahip olmalarına rağmen Türkiye ve Cezayir, farklı siyasi ve ideolojik eğilimleri nedeniyle Soğuk Savaş dönemi boyunca mesafeli bir ilişki içinde oldular. Dönemin başbakanı Turgut Özal, 1985 yılında Türkiye'nin 1950'lerde Fransa'ya yönelik tarafgirliği için özür diledi. Bu açılımlara ve Demir Perde'nin çöküşüne rağmen iki ülke daha yakın ilişkiler kurmak için ortak bir zemin bulamadı. Ancak Arap Baharı olarak adlandırılan 2010 yılı, olumlu bir şekilde olmasa da ilişkilere yeni bir boyut getirmiştir. Özellikle 2010 sonrası dengeye İran boyutunu eklemek önemlidir. İran, Türkiye ile Cezayir arasındaki ilişkilerin cansız performansından faydalanmaya çalıştı. Suriye krizi İran'ın bu stratejisi için. .
Gönder